top of page
İrem Buse Kırkkayalı

Korona virüs salgını psikolojimizi ne derece etkiledi, neler yapmalıyız?

Covid-19'a yakalanmak mı yoksa onun korkusuyla yaşamak mı insanı daha mahveder diye sorarsanız açıkçası ikisi de birbirinden beter bir durum. Sürekli bir biçimde kendimizi korumaya alsak da bilinç altımızda yatan korkularımız daima bizimle birlikte yaşamı sürdürüyor. Bu durumda yapmamız gerekenler neler, hangi aktiviteler korona virüs kaygılarımızı azaltabilir, ruhumuzu dinginleştirir bunlara bir bakalım.


Korona virüs nedeniyle kaygılı olmak anlaşılır bir durum, virüsün bulaşmasından korkmak doğal çünkü bilinmeyen, bilinenden daha fazla kaygıya yol açar. Bu bizi önlem almaya, hijyen kurallarına uymaya teşvik eder, sağlığımızı korumayı kolaylaştırır. Bu kaygıyı yaşıyorsanız tabi ki yalnız değilsiniz, değiliz. Hepimiz, tüm insanlar tehdit altındayız, bu virüs0 hepimize bulaşabilir. Ancak aşırı kaygı hayatımızı zorlaştırmaya başlar. Aşırı kaygı bazen hayatımızın her alanına müdahale edebilir ve günlük işlerimizi yapmamızı engelleyebilir. Aşırı kaygı, bizi sürekli olarak korona virüsü hakkında düşünmeye iter, en kötü senaryoları düşündürtür, çaresiz hissettirir, panik yaşatır. Ayrıca kaygı uyku ve yeme düzenimizi bozarak bağışıklık sistemimize yük getirir.



Stres veya kaygı ile baş etmek için hem bedenimize yönelik yöntemler hem de duygu ve düşüncelerimize yönelik yöntemler deneyebiliriz. Spor gibi, nefes ve gevşeme egzersizleri işimize yarayabilir. Bunlar için telefonumuzdan uygulamalar indirebilir veya bazı uygulama sitelerinden toplu egzersiz ve yoga gibi aktivitelere katılıp, yeni auralara ulaşmak, enerjilerimizi paylaşıp daha sakinliğe ulaşabiliriz. Bitkisel çayların sakinleştirici etkinliğini hepimiz biliyoruzdur. Bunların içinde herkesin bildiği gibi Melisa, Papatya Kantaron vb bitkisel çaylar da mevcut. Zaten karantina süresi boyunca en çok alım rekoru kıran Melisa çayı olmuştur. Günde 2 bardaktan fazla Melisa veya diğer çaylardan tüketmek zararlı olabilir hepsini dozunda kullanmalıyız. Korkularımızın daha da üstüne gitmek, ateşimizi paranoyak şekilde sürekli ölçmek, 'nefes darlığım var mı acaba' diye düşünüp derin nefes alıp vermeye çalışmak, sürekli bir şekilde belki de her saat başı haberlere girip bakmak bizi daha çok olumsuz etkiler.



Bir de ne yapacağımızı düşünürken çocuklarımızı da unutmamamız gerekiyor. Bu durumlardan en çok ve en tramvatik şekilde onlar etkilenecektir. Öncelikle çocuklarımıza ellerini sık sık yıkamaları gerektiğini, hapşırma veya öksürme gibi durumlarda peçete kullanmalarını yoksa dirsek içini kullanmalarını, elleriyle ağızlarına, burnuna veya gözlerine sıkça dokunulmaması gerektiğini anlatmalıyız. Bu şekilde çocuklarımıza korunmamızın kolay olduğunu anlatmamızı sağlar hem de üstlerine düşeni yapmalarını sağlamış oluruz. Ayrıca Ebeveyn olarak çocuklarımızın olumsuz yönde etkilememesi için birçok önlem alabiliriz.

Çocukların maruz kaldığı bilgileri mutlaka kontrol edelim. Bilgisayarlar, sosyal medya veya TV aracılığıyla küçük çocuklarımızı korkutucu haberlerden, videolardan, resimlerden özellikle uzak tutalım. Daha büyük çocuklarımızla işittikleri, gördükleri haberlerin üzerinden konuşalım, aile sohbetleri başlatalım, daha çok iletişim sağlayalım ve öğrendikleri yanlış bilgileri elimizden geldiğince düzeltelim. Bu sayede anlamalarını kolaylaştırabilir böylelikle çocuklarımızın üzerinde ki psikolojik durumu en aza indirgeyebiliriz.



Bir de bunların yanında karantina zamanlarında en çok evcil hayvan almaya yöneldiğimiz hakkında bir sürü haber çıkmakta. Bunun çoğunluğunun yanlış olduğunu söylemek mümkün. Bakacağımız dostlarımızı sahiplenmeliyiz, sırf böyle zamanlarda vakit geçsin daha sonra barınağa veririm, sokağa atarım gibi düşüncelere girmemeliyiz. Onlar da bir can ve hepimizden daha çok çaresizler. Bunun yerine sadece pandemi zamanlarında değil daima kapımızın önüne bir kap su ve mama koymayı ihmal etmemeliyiz..


Karantina zamanlarında stres ve kaygıyı azaltmak için maskelerimizi taktıktan sonra yürüyüşler yapabilir evde kalmayı tercih edenler iste evde egzersiz hareketleri yapıp hem formumuzu hem de ruh sağlığımızı koruyabiliriz. Aktivitelerden bahsedecek olursak sipariş edebileceğimiz masa oyunları, satranç oynayabilir, sudoku veya bulmacalar çözebilir, yapboz veya maketler alıp onları sabırlı bir şekilde deneyebiliriz. Tabii mutfakla arası iyi olanlar da fazla abartmamak kaydıyla yeni tarifler deneyerek yemeklerimize güzellikler katabiliriz.


Hayatımızın her yerinde stres, kaygı ve ruhsal problemlerden uzak durmak ve koronasız günler olması dileğiyle.. EVDE KALIN :)











28 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page