Titreşimi bir şifa uygulaması olarak kullanmak yüzyıllardır var olmuştur. Teknikler arasında ses ve renk terapisi, tabiat terapisi, mıknatıs terapisi, homeopati ve hatta akupunktur bulunur. Hepsi, temel bir yaşam gücüne olan inanca dayanır. Genellikle enerji tıbbı kategorisinde gruplandırılırlar. Bir teknoloji olan Frekans Şifası, geçen 100 yıl boyunca bir yeraltı tedavisi olduktan sonra bugün kabul görüyor. Mevcut paradigma değişimi ve teknolojideki gelişmeler, gelecek için önemli bir ilaç yaratmak için bu yöntemi geliştirme fırsatı sunuyor.

​

Kuantum mekaniği düşüncesine göre (Debrogli Nobel Ödülü 1929) madde küçük parçacıklardan oluşmuştur. Bir diğer az bilinen buluş, hücrelerin birbirleriyle belirli dalga boyundaki frekanslarla iletişim kurduğudur. Bu iletişimde rahatsız edici frekanslar yok ise hücreler mükemmel çalışır ve kişi sağlıklı kabul edilir. Fakat, vücuda giren bir toksinin rahatsız edici titreşimleri hücreler arasındaki bu mükemmel iletişimi bozabilir. Aynı şekilde hastalıklara yol açan diğer zararlı etkenlerin de (amalgam, toz, bakteri, virüs, mantar vs. frekansları) yaydığı farklı frekanslar, vücudun normal frekans düzenini bozabilirler. 

​

Dünyada 96 ülkede 18.000'den fazla merkezde yaygın olarak uygulanan ancak ülkemizde geçmişi daha yeni olan biorezonans terapi yöntemi (diğer bilinen adıyla biyofrekans veya meridyen terapisi), vücuttaki frekans örneklerine ve vücuda ait titreşim örneklerine dayanmaktadır. Hiçbir yan etkisinin olmadığı 36 yıldan fazla bir süre içinde tecrübe edilmiş ağrısız ve ilaçsız, biyolojik bir metottur. Biorezonans terapileri ile rahatsızlıklara sebep olan esas zararlı frekanslar tespit edilmekte, ve bu frekansların ortadan kaldırılmasıyla olumlu sonuçlar elde edilebilmektedir.